Gost’u şantiye yakınlarındaki bir yolda başıboş gezerken bulmuştum. Daha yavruydu, küçücüktü. Alıp laboratuara getirdiğimde bir güzel yıkayıp kuruladık, yedirdik. Geçen zaman içerisinde iş nedeniyle çok da ilgilenemedik. İlgisiz kalan her evlat gibi kötü huylar edindi tabii. Laboratuara pislemek gibi ve hiç istemediğim şekilde kimi görse oyun oynama isteği oluştu içinde. Keşke ilk geldiği günkü gibi yavru olarak kalabilseydi.
Şantiyedeki dünün yavru bugünün haylaz kız köpeğimiz GOST u laboratuara sokmama yönünde bir düşüncemiz oluşmuştu. Lakin yüreğimi sızlatan bu önlemin nedeni, normalde ofisime bebeliğinden beri adımını atmayan GOST un, masum bakışlarla içeri girip suratıma baka baka çişini edip rahatça çıkması olmuştur. Nasıl kötü koktuğunu anlatamam. Beni bu hareketiyle fazlasıyla incitti tabi.
Ve Marshall…
Marshall’ı da Sayın Serhat Susmazer Orta Doğu ve Balkanların en iyi Laboratuar Teknisyeni arkadaşım bulup getirdi. Dövüş anında rakibinin yakalamasına engel olmak için kulakları ve kuyruğu kesilmiş yavru bir cins Türkmen köpeğiydi. Böyle diyorum çünkü şantiyedeki bazı üçkağıtçılar tarafından çalındı. Cins ve eğitimli bir köpek olduğundan çalınma ihtimalini göz ardı etmemiştik zaten. GOST ile pek de güzel anlaşıyorladı.
Marshall’ı da Sayın Serhat Susmazer Orta Doğu ve Balkanların en iyi Laboratuar Teknisyeni arkadaşım bulup getirdi. Dövüş anında rakibinin yakalamasına engel olmak için kulakları ve kuyruğu kesilmiş yavru bir cins Türkmen köpeğiydi. Böyle diyorum çünkü şantiyedeki bazı üçkağıtçılar tarafından çalındı. Cins ve eğitimli bir köpek olduğundan çalınma ihtimalini göz ardı etmemiştik zaten. GOST ile pek de güzel anlaşıyorladı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder