Daisypath Anniversary tickers

9 Ağustos 2009 Pazar

Tunus'a Dair


26.12.2007 tarihinden beridir Tunus'ta Zine El Abidine Ben Ali Uluslar arası Havaalanı inşaatında çalışıyoruz. İlk geldiğimiz günden itibaren Tunus ile ilgili tespitlerimizi, herhangi bir sebeple buraya gelmek düşüncesinde olanlar için faydalı olabilir diye kısaca anlatmak istedim. Yüzölçümü, nüfusu, bitkisel örtüsü gibi gereksiz ayrıntıları es geçip doğrudan yaşanmış tecrübelerimizi aktaracağım.
Havaalanı; Tunus merkezde bulunan Carthage Havaalanı oldukça küçük bir havaalanı. Şu an inşaatına devam etmekte olduğumuz Enfidha bölgesindeki havaalanı ile kıyaslandığında yanında maket gibi kalacak kadar küçük. Havaalanının bagaj ve pasaport kontrollerinde zaman zaman sorunlar çıkabilmekte. Özellikle ülkeden çıkışta alınan ücretler memurların insafına kalmış durumda. Şansınız varsa para ödemeyip, nasıl olduğunu anlamadan geçme olasılığınız dahi var. Bütün yolcular bavullarını alıp da giderken eğer siz hala bavullarınızdan biri veya birkaçını beklemekteyseniz endişelenmeye başlasanız iyi olur. Keza bavulunuz ortada yoksa o andan sonra sıkıntı büyük demektir. Bizim başımıza bu tür bir olay gelmedi lakin bunu yaşayan pek çok arkadaşımız oldu. Farz edelim ki bütün bavullarınızı da alıp havaalanından çıktınız ve gideceğiniz yere doğru yola koyuldunuz.
İnşaatı devam etmekte olan Zine El Abidine Ben Ali Uluslar arası Havaalanı

Ulaşım; Tunus'ta gitmek istediğiniz her neresi ise oraya otobüs, taksi ve kiralık araçlarla ulaşabilirsiniz. Kiralık araçların günlük kirası yaklaşık 50-100 dinar/gün arasında değişiyor. 1 dinar yaklaşık 1,2 TL ye karşılık geliyor. Taksi ücretleri ise Türkiye'ye göre çok ucuz sayılır. Otobüsle hiç seyahat etmediğimiz için hiçbir fikrim yok ama diyebilirim ki o kadar hızlı ve delicesine kullanılmaktalar ki içinde olmayı hiç de istemezsiniz. Bunların dışında faytonlar kısa mesafeli turistik turlar için ve daha kısa turlar içinde develer mevcuttur.
Yerleşim; Tunus'ta gezdiğiniz her yerde 1-2 katlı çatısız ve beyaz tipik sıcak iklim evleriyle karşılaşacaksınız. Çarpık kentleşme Tunus'ta da kendini hissettiriyor. Doğruyu söylemek gerekirse çoğu evin mimarisi bizim evlerimize göre daha biçimli ve görsel anlamda daha bir güzel geliyor insana. İşlemeli sütunlarla süslenmiş balkon ve pencere çerçeveleri Tunus evlerini daha gösterişli hale getiriyor. En dikkati çekici nokta da hemen hemen her evin kapısının Tunus'a has biçimi.

Tunus mahallelerinden biri
Tunus Kapıları
Tunus kapıları hediyelik eşya satan mağazalarda hediyeliklerin ana temasını oluşturuyor neredeyse. Kapı desenleri şeklinde dizayn edilmiş aynalar, kartpostallar ve daha birçok şey bulabilirsiniz.
Nereye Gidebilirim Ne Yapabilirim; Tunus kıyı sahiline kurulmuş başlıca şehirler arasında Sousse, Hammamet, Monastır, Sfax'ı sayabiliriz. Turizme dayalı ekonomileri etkisiyle, turistleri korumak amacıyla özel kanunların bulunduğu Tunus'ta özellikle Sousse, Hammamet ve Monastır ilk akla gelen turistik şehirlerdir ki, ülkenin Akdeniz'e olan kıyısında bulunurlar. Ülkenin güneyi ve batısı, meraklıları için Dakar rallisi tarzı aktivitelerle zaman geçirebilecek kadar çölümsü yapıdadır.

Hammamet

Daha sakin bir tatil için geldiyseniz yaygın olarak bulunan golf sahalarına ya da tarihi kalıntıların bulunduğu yerlere gidebilirsiniz. Tunus'ta tarihi eserleri görmek isterseniz gidebileceğiniz yerler arasında Kartaca, Matmata, Bardo müzesi sayılabilir. Kartaca da harabeleri, Matmata'da Star Wars'un çekimlerin yapıldığı çöl mekanlarını, Bardo müzesinde de dünyanın en büyük mozaik sergisini görebilirsiniz.

Bardo Müzesi
Matmata

Ayrıca El Jem yakınlarındaki Roma döneminden kalma tarihi Kolezyum görülmeye değer yerlerden biri.

Collesium

Denizden çıkmayı pek düşünmüyorum diyenler içinse, denizin özellikle sabah saatlerinde durgun ama öğleye doğru her daim kendini hissettiren rüzgar nedeniyle dalgalı olduğunu söyleyelim. Tunus genelinde hakim olan yüksek nem nedeniyle, ilk günlerinizde bunaltıcı havaya alışmanız zor olabilir.
Alışveriş; Bütün turistik şehirlerde alışveriş yapabileceğiniz çarşılar bulunmakta. Neredeyse her çarşıda da aynı ürünlerle karşılaşmanız mümkün. Bu yüzden ilk defa girdiğiniz bir çarşıda dahi daha önce gördüğünüz gezdiğiniz hissine kapılıyorsunuz. Yani alamadığınız her hangi bir şey aklınızda kalmasın, mutlaka daha sonra karşınıza bir yerlerde çıkacaktır. Bizim hoşumuza giden bir çok hediyelik eşya ve süs eşyaları mevcut. Desenli çanak çömlekler, kapı desenli aynalar, çok hoş heykelcikler, görmekten hiç haz almadığım yılan ve akrep koleksiyonları vs. gibi. En önemli tavsiyem, özellikle çarşılarda pazarlık etmeden hiçbir şey almayın. Gözünüze takılan bir şeyi incelemek için yöneldiğinizde satıcının ilk soracağı şey "Nerelisin" olacaktır. Siz nereli olduğunuzu söyleyene kadar Portekiz'den başlayıp İngiltere'ye kadar saymaya başlayacaklardır. Sanki fiyatlar kimliğinize göre değişecekmiş gibi bir hava yaratıyorlar. Olur da incelediğiniz şey hoşunuza gitmeyip veya fiyatı yüksek gelip de sırtınızı dönüp gitmeye başlarsanız, kesinlikle arkanızdan bağırıldığını ve fiyatın yarı yarıya düştüğünü duyabilirsiniz. Kısacası ilk söylenilen fiyatın aslında yarısı fiyatına istediğiniz şeyi alabilirsiniz.
Sosyal Yaşam; Ülkenin iklimi yerine göre değişim göstermektedir. Denize yakın kısımlarında tipik Akdeniz iklimi, iç kısımlarda nispeten daha sıcak ve kuru bir iklime sahiptir. Tunusluların birçoğunu kızgın güneşin altında montla yürürken görürseniz şaşırmayın. Ülke genelinde zeytin üretimi had safhada. Öyle ki bu memlekette zeytinden başka bir şey yenmediğini düşünebilirsiniz. Yine de ağzımızın tadına uygun zeytin yediğimizi hatırlayamıyorum.

Sousse
Sousse ( Marina )

Ülke genelinde sebze meyve çeşitliliği konusunda had safhada sıkıntı var. Türkiye'deki pazarlarımızı, manavlarımızı, hallerimizi düşündüğümüzde burada özellikle sebze üretiminde ileri derecede kısırlık olduğu söylenebilir. Gelir dağılımındaki dengesizlik hemen fark ediliyor. Bir yanda son model araçlarla gezinenler diğer yanda zeytinyağını bardakla alabilecek kadar gücü olan insanlar. İşsizlik Tunus'ta da büyük bir problem olarak kendini gösteriyor. Diğer taraftan ne gariptir ki işsizlikten kırılan kesime iş sağladığınızda da çalışma açısından ne kadar isteksiz olduklarını görüp şaşırıyorsunuz. Eğer iki Tunuslu işçiyi ellerine kürek verip yanlarından ayrılırsanız emin olun ki arkanızı döndüğünüzde muhabbet başlayacak ve birileri gelene kadar devam edecektirler. Genele yaymak pek doğru olmasa da kendi işlerimizde karşılaştığımız bir durum bu. Erkeklerin bayanlar kadar çok muhabbet etmeyi sevdiklerini ilk burada görmüş oldum. Ufak tefek tavsiyelere ihtiyacınız olursa diye birkaç şey söylemekte fayda var. Eğer arabanız varsa trafikte her an tetikte olmanız iyi olur. Keza her an her yerden yola bir şeyler çıkabiliyor. Arabaların birçoğunun hasarlı olduğu trafikte dikkatinizi çekecektir zaten. Polisler konusunda da alıştığımız bazı davranışları bekleyebilirsiniz..
Sanki şimdiye kadar yazdığım bazı şeyler bu ülkenin olumsuz taraflarıymış gibi geldi bana ama bunlar sadece ufak tespitler diyebiliriz. Tunus yaşanılması zor bir yer değil ve insanlarına alıştığınızda bazı konularda bizim insanımıza pek de uzak olmadıkları düşünülebilir. Bizim 30 yıl önceki halimiz gibiler bence. Turistlerin yoğun bir şekilde uğradıkları güzel bir ülke. Genel itibariyle eğer dünyada birçok ülke gezmiş ve diğer alternatifleri de değerlendirmek istiyorsanız Tunus'u da listenize ekleyebilirsiniz.

5 Ağustos 2009 Çarşamba

Berat Kandili


Temiz yüreklerin içtenlikle ettiği dualarla günahların affedildiği, gönüllerden geçirilenlerin bütün samimiyetle Cenab-ı Hakka iletildiği mübarek Beraat Kandili kutlu olsun...

4 Ağustos 2009 Salı

Oğuz Diyor ki...




Mediha'dan Şiirler (2)


Dört mevsim güz sensiz

Sana hazan hiç yakışmadı

Gönlümün istedigi bahardı

Gittiğinde geriye rüzgarın kaldı

Zor olan unutmayı denemekti

İmkansız olanı

Sana yükledim tüm sevdaları

Geriye çekilmez bir hayat bıraktı

Mediha

30 Temmuz 2009 Perşembe

Mediha'dan Şiirler (1)




Gül Yüzlüm




Gül yüzlüm değişmez sana olan duygularım

Aynı yolun yolcusuyuz seninle

Sen beni göreceksin bende seni

Hiç bıkmadan aynı heyecanla her farklı günde

Yine sana tutulacak kalbim

Mediha

Işıl YILMAZ' dan Şiirler (1)


Bir sevda düştü yoluma

Gittiğim en güzel yoldu seninki

Gözlerine bakıp daldım rüyalara

Gördüğüm en güzel düştü seninki

Sorduğum sorulara cevap verendin

Aldığım en güzel nefes seninki

Bu dünyada bana düşen

En sevgili eş benimkisi

27 Temmuz 2009 Pazartesi

Evlilik Öncesi Çalışmalara Dair

Aslında bu konuyu alt başlıklar altında toparlayıp adım adım anlatmak daha mantıklı olur diye düşünüyorum. Lakin evliliğe doğru gidebilecek beraberliklerin her bir adımı kendi başına bir kitap olabilecek kadar detaylı da anlatılabilirdi. Hiçbir insanın detaylı konuşarak sıkıcı olmaması gerektiğine inandığımdan, mümkün olduğunca kısa ve öz konuşacağım.

Adım 1: Küçük ama kişisel olarak ilk büyük adımınız ama en önemlisi. Çünkü olur da hedefinizle mutlu bir izdivaç yapar iseniz geriye dönüp de sıklıkla hatırlayacağınız ilk an işte bu an. O anı aklınızda iyi tutun ve sakın ha unutmayın, her ayrıntısı çok önemli ki, farklı insanlar tarafından defalarca bu an size sorulacaktır. Konuya girersek eğer, kendinizi bir şekilde hedefinize fark ettirme durumlarındasınız öncelikle. Ne yapıp edip ortama girmeniz ortam yoksa ona yakın olmanızı gerektiriyor. Bir çok yolu mevcut olmakla beraber, eğer benim gibi utangaçlığınızın doruğundaysanız vay halinize, kendinizi tatlı rastlantıların akıntısına bırakın gidin derim size. Şimdi mutlu bir evliliğe sahip şanslı bir adam olarak diyorum ki, hiç durmayın ve hemen girin olaya. Gözlemleriniz doğrultusunda, eğer ki o da size utangaç ama parlayan gözlerle bakıyorsa bu iş tamam diye sevinip diğer adıma geçebilirsiniz artık.

Adım 2: Artık hedefinizle ufaktan ufaktan konuşmaya en azından merhabalaşmaya başladınız. Eğer hala bu adımla ilgili sorununuz varsa hislerinizde dengesizlik vardır "emin değilim galiba olsa da olur olmasa da olur" düşüncesindesinizdir. Öyle değilse ufak merhabalar kısa konuşmalara dönüşmeye başlamış olmalı ve bu noktada ağzınızdan çıkacak her söz düşündüğünüzden veya tahmin edebileceğinizden çok ama çok daha önem taşımaktadır. Her şeyden önce çok iyi bir ön etüt yapmış olmalısınız ki sözlerinize yön verecek yegane şey bu ön etütleriniz olacaktır. Hedefiniz nasıl giyinmeyi sever, makyaj yaparsa nasıl yapar, saçlarının şeklinden tutun yemeyi sevdiği şeyler, film ve müzik zevki, hangi tür kitapları sever gibi konuşmanızın konularını oluşturacak temel bilgileri önceden bilmeniz veya en iyisi gözlemleyerek öğrenmeniz şart. Buna amatörce dedektiflik yapmanız gerekecek de diyebiliriz. Ayrıca hedefinizin arkadaşlarıyla da temasa geçip işinize yarayacak anekdotlara ulaşabilirsiniz. Hedefiniz hakkında bir şekilde az çok bazı şeyleri öğrendiniz ve konuşacağınız pek çok şeyi önceden kestirebiliyor durumdaysanız, inanın ki işiniz başlangıca göre biraz daha hafifler ama hala hiç bir şey bitmiş değil. Sadece diğer adıma geçmek üzeresiniz.

Adım 3: Adım adım hedefinize ulaşmak üzeresiniz lakin adımlarınızın aralarında uzanan zamanın uzun olmaması bu işin püf noktası durumundadır. Yani kişilik yapınıza göre bu süreleri azaltıp kısaltmak çok ama çok önemli. Şöyle ki, hedefinizin parlayan gözleri başka taraflara kayabilir ve hakkında öğrendiğiniz her şeyi başka, daha sonra her gördüğünüzde muhtemelen üstüne atlayıp paralamak isteyecek olduğunuz, birileriyle uyguladığını görmeniz içten bile değil. Özeti, elinizi çabuk tutmalısınız özellikle aşkların aniden başlayıp anında yön değiştirebildiği bu devirde. Bu adımımızın kapsamında hedefinizle ortak yönlerinizi ortaya döküp birbirinize ne kadar uyumlu bir çift olabileceğinizi göstermek vardır. Hedefinizin düşüncelerinde "ondan pozitif elektrik alıyorum ayrıca zevk uyumumuz da var" şeklinde bir imaj yaratmalısınız. Bu adımda hedefinizi bunaltmamanız önemli noktayı teşkil etmekte. Bu safhada organize edeceğiniz hoş sürprizler size faydalı olacaktır. Hedefinize yapacağınız iltifatlar da bu yolda en büyük kozlarınızdan biridir. İltifatlarınız sizi ona yakınlaştıracağı gibi zamansız ve orantısız olması halinde aynı oranda antipati ya da mesafeli duruşu da sağlayabilir. Zamanında yapılan nokta atışlı ufak iltifatlar mükemmel etki yaratabilir oysaki, abartmaya gerek yok. Şimdi hedefiniz karşısında çok güçlüsünüz, bir sonraki adım da artık hiç bir şey belirsiz kalmayacak. Her duruma dayanabilecek şekilde kendinizi hazırlamalısınız.

Adım 4: Bu noktaya "dananın kuyruğu kopacak" şeklinde kabaca yaklaşımlarda bulunmamak faydalı olur. Hedefinizin sizden hoşlanıp hoşlanmadığı, daha önemlisi sizin hakikaten hedefinizle uyum sağlayıp sağlayamayacağınızı kafanızda belirginleştireceğiniz safhadasınız. İkincisi söz konusuysa zaten yapılacak tek şey adım 1'e dönüş yapmak olmalıdır. Olabilecek durumları göz önüne alırsak, eğer ki kendi düşüncelerinizde her şey istediğiniz gibiyse, kendi kendinize aradığınızı bulduğunuzu söylüyorsanız ve hedefinizden aldığınız sinyaller de beklentilerinize cevap verecek kadar olumluysa yapacak tek şey kalıyor demektir. Son noktayı koyma zamanının geldiğine karar verip artık bunu nasıl organize etmeniz gerektiği konusunu düşünmeye başlayabilirsiniz. Hangi ortamda, hangi kelimelerle yapacağınızı düşünürken ilk aklınıza gelecek şey " ne yapsam da farklı bir şey olsa" gibisinden insanı kasıcı şeyler olacaktır. Oysa ki en doğal haliyle bunun icra edilmesi daha bir etki yaratacaktır zannımca. Baş başa neşeli geçen dakikaların karşılıklı sıcak bakışmalara dönüştüğü anlarda, hedefinizin gözlerine odaklanıp sessiz kalarak anlamlı bir surat ifadesi takınmak ve hedefinizin hiç de beklemediği bir anda artık o söylemek için yana yana tutuştuğunuz ama ağzınızdan bir türlü çıkmayan kelimeleri sarf etmeniz gerekecektir. Söylediniz ve cevap bekliyorsunuz şu anda. Eğer ki cevap beklediğiniz süre olması gerektiğinden, ki bu süre size kalmış, uzun ise aklınıza ilk gelmesi gereken şey şu olabilir. Ya dediğim şeyi anlamadı ya da sizden düşünmek için süre isteyecek. Çok ani oldu düşünmem için bana zaman ver gibisinden yanıtlar almak demek bu 4 adımlık tavsiyelerin çok da işe yaramadığı anlamını taşımaktadır. Ya da hakikaten arada es geçtiğiniz bazı şeyler oldu ve gerçekten de teklifinizi söylemek için çok acele davrandınız. Eğer erken teklif ettiğinizi düşünmüyorsanız, hedefinizin size karşı evlenecek kadar bir duygu beslemediğini anlayabilirsiniz. Her ne kadar o an için üzücü gelse de buna hazırlıklı olmanız gerekirdi ve o noktada yapmanız gereken tek şey bir bahane bulup o akşamı sonlandırmak olmalıdır. İler ki zamanlarda büyük ihtimalle sizi kırdığını düşünerek size yaklaşmaya çalışacak olan hedefiniz olacaktır. Hedefiniz size nazikçe hayır demiş olmasına rağmen, o an size olumlu cevap vermemesi size karşı hislerinin zayıf olduğu veya sizinle bir hayat paylaşmak istemediği anlamına gelmediğini de unutmadan hemen tüm köprüleri de atmayın.

Bu ufak tavsiyelerin uygulanması halinde başınıza gelecek farklı durumlar olursa dahi yazar hiçbir sorumluluk kabul etmez kuralı geçerlidir...

Eşime Notlar (1)

O, aklımın bir takım şeylere ermeye başlayıp da benliğimi tüm ağırlığıyla üzerimde hissetmeye başladığım zamanlardan beridir, içimde eksikliğini hisssettiğim ama bunun ne olduğuna bir türlü anlam veremediğim boşluğun ve arayışın farkına varmamı sağladı ve O'nu gördüğüm o eşsiz anın tadını içimde hiç unutmayacak olmama rağmen, hayatımın en unutulmaz ve değerli anı,ki benim için daha bir vazgeçilmez olanıdır, ona olan sevgim ve O'nun bana olan sevgisinin birleştiği gündür. Hayatımına verdiğin anlam için ve beni her zaman seveceğini bilmemi sağladığın için...İçime işleyen varlığınla ben mutlu bir insanım artık...Tatlı Eşime

Evlilik Aydönümümüz - 29.07.2009


29.05.2007 tarihinde evlendik ve tam 2 yıl 2 aydır çok mutluyuz...
Yıllar önce üniversite dönemlerimde kendimi evliliğe çok ama çok uzak görüp, en iyisi tekil bir hayat sürdürmek diyordum kendi kendime ya da olurda birileri bu konudaki nacizane düşüncemi sorduğunda. Ne garip ve ne de güzeldir ki, hayatımın o an ki düşünceleri, hayatımın tek düze akışı yine üniversite yıllarımda hiç ummadığım bir anda değişiverdi ve aslında sırf bulamamaktan dahası kendime dahi itiraf etmekten korktuğumdan dolayı istemiyormuş gibi davrandığım "aradığım insanı" çok da yakınımda buluverdim. Bulduğumda da tüm benliğimle onu kaybetmekten çok korktum. Şimdi her anımda yanımda olmasına rağmen O'nu hala çok özlüyorum ve her geçen gün daha da bağlanıyorum. SENDEN ve BENDEN bahsetmek bile o kadar güzel ki. 2 yıl 2 ay o kadar hızlı ve dolu dolu geçti ki...Nice mutlu aylara hayatımın anlamı...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...